Ecehan Ersöz: 2023’te Yapay Zekânın Kuşatması Devam Edecek

Yeni yıla sayılı günler kala 2023’te teknolojinin gündeminde neler olacağı da merak konusu. Yapay zekanın etkisinin devam edeceğini belirten Ecehan Ersöz, genişletilmiş gerçekliğin sıkça karşımıza çıkacağını, dijital ve fiziksel dünyaların daha da yakınlaşacağını belirtiyor. 2023’te ‘her şeyin uygulaması’ olarak tanımlanan süper uygulamalarla ise daha çok karşılaşacağız. Tüm bu gelişmeler nedeniyle siber güvenlik de çok daha önemli hale gelecek.

Ecehan Ersöz

Hiper bağlantılı dünya

Dijitalleşme ve dijital dönüşümün dünyanın her yerinde ve her sektörde ilerlediğini belirten Ecehan Ersöz, “Veri konusunda hem hacimsel hem de işlemsel artış söz konusu. Hem tüketici hem de iş uygulamaları bu durumu giderek daha çok destekliyor ve katkı sağlıyor. Nesnelerin interneti dediğimiz IoT kavramı birbirine entegre sensörler, cihazlar, ağlar ve altyapılar ile bağlantılılık sürekli artıyor. Bu teknoloji yapay zeka ile entegre edilerek AIoT olarak da işlerlik kazanıyor. Bu sinerji sayesinde bizlerden gelen veriler ve üretecekleri geri bildirimler ile çevremizdeki cihazlarla üreteceğimiz sinerji artacak. Statista’ya göre, 2023’te dünya çapında yaklaşık 20 milyar IoT cihazı olacak ve 2025’te bu sayı 31 milyara çıkacak. Tabi burada 5G ile yaşanacak hız artışını da hesaba katmak lazım. Böylece bağlantılılığın kapsamındaki artış ile hiper bağlantı seviyelerine yaklaşacağız” dedi.

Kodsuz yapay zekâ dönemi

Yapay zekâ artık son derece hayatımızın içinde. Hiper bağlantılılık ise yapay zekanın gücüne daha da güç katacak. Öğrenme, ilişkilendirme, anlamlandırma gibi insana dair kavramlar yapay zekâ için tamamen büyük veri ve büyük veri sağlayıcısı platformlar üzerinde gerçekleşmeye devam edeceğini kaydeden Ersöz, “Hatta artık kodsuz yapay zekâ dönemi de yaklaşıyor. No-code AI olarak tanımlanan bu kavram arayüzlerde sürükle-bırak yöntemiyle daha akıllı ürün ve hizmetler üretilmesinde kolaylık sağlayacak. Bunun öne çıkan örneklerinden biri olarak moda sektöründe uzun yıllardır takip ettiğim Stitch-Fix markasını göstermek mümkün. Marka müşterilerin beğeni ve ölçülerine uygun öneriler sunmada bu yöntemi kullanıyor. Yapay zekanın bir perakendeden finansa birçok sektöre sağladığı katkı kendi gelişimiyle birlikte katlanarak sürecek” diye konuştu.

Genişletilmiş gerçeklik

Sanal gerçeklikten artırılmış gerçekliğe, karma gerçekliğe ve aradaki diğer her şeye kadar gerçekliği simüle eden tüm teknolojileri içeren genişletilmiş gerçekliğin 2023 ve sonrasında sıkça karşımıza çıkacak bir alan olduğuna dikkat çeken Ersöz, “Yeni nesil internet, 3 boyutlu tasarım ve etkileşim noktasında jeo-uzamsal bağlamda yapılacak iyileştirmelerle daha da ilerleyecek. Bu durum e-ticareti ve bilgisayar oyunlarını kullanıcı deneyimi anlamında daha ileri bir noktaya taşıyacak. İlaveten e-ticaret noktasında bu gelişme hem tüketicilere hem de işletmelere önemli katkılar sağlayacak.  Diğer yandan Web 3.0, low-code ve no-code olarak tanımlanan kavramlarla yazılımların az seviyede ya da hiç kodlama bilgisi olmadan da uygulamaların geliştirilmesine imkan sağlayacak” ifadelerini kullandı.

Siber güvenlik önemli hale gelecek

Siber güvenliğin, internet ve verinin olduğu her yerde olmazsa olmaz öneme sahip olduğunu dile getiren Ersöz, şunları söyledi: “Dolayısıyla bu iki faktörle ilgili olarak hem veri hacminin hem de bağlantısallığın arttığı bir dünyada daha da fazla önem verilmeyi hak ediyor. Siber güvenlik, şirket veya kişisel verilerin internet üzerinden kötü niyetli erişimlerin önüne geçmek amacıyla geliştirilen uygulamaları kapsar.  Siber güvenlik için kullanıcıların en temelde dikkat etmeleri gereken nokta internete nasıl bir internet yapısı ile bağlantı kurdukları, cihazlarının güncel uygulamalara sahip olup olmadığı ve veri paylaşımını her türlü işlemde dikkate almaları.  Tehditlerin giderek arttığı günümüzde uygulama içi resim, video gibi paylaşımları yaparken de gizlilik politikaları gözden geçirilmeli. Şirketler ile ilgili olarak ise Gartner’a göre, 2025 yılına kadar kuruluşların yüzde 60’ı, siber güvenlik riskini üçüncü taraf işlemleri ve iş sözleşmelerini yürütmede birincil belirleyici olarak kullanacak.”

Dijital ve fiziksel dünya yakınlaşacak

Dijital ve fiziksel dünyaları birbirine yakınlaştırmaya yönelik çalışmalar görüldüğünü ve bu duruma vesile olan iki önemli bileşenin dijital ikiz teknolojisi ve 3D baskı olduğunu aktaran Ersöz, “Dijital ikizler, güvenli bir dijital ortamda yeni fikirlerin denenmesi, uygulamaya geçilmeden test edilmesi için kullanılan, gerçek dünyadaki süreçlerin, operasyonların veya ürünlerin sanal ortamda üretilmiş simülasyonlarıdır. Tasarımcılar ve mühendisler, gerçek hayattaki deneylerin yüksek maliyetlerine katlanmadan, örneğin bir üretim hattını durdurmanın yaratacağı maliyetler oluşmadan dijital ikizleri kullanabiliyorlar.  2023 yılında kullanımları daha da yaygınlaşacak” ifadelerini kullandı.

Kuantum hesaplamaya dikkat!

Kuantum hesaplama, enerjinin ve maddenin doğasını atomik ve atom altı seviyede açıklayan kuantum teorisi ilkelerine dayanıyor. “Kuantum bilgisayarın tasarımı, kuantum fiziğinin prensiplerini, geleneksel bilgisayarların hesaplama gücünü daha fazla arttırmak üzerine gerçekleştiriliyor” diyen Ersöz, “Normal bilgisayarlardan son derece hızlı olan kuantum bilgisayarlar ile ilgili Splunk, Honeywell, Microsoft, AWS ve Google önemli çalışmalar ve inovasyonlar gerçekleştiriyorlar. Bu firmaların küresel bazda gelirlerinin 2029’da 2,5 milyar doları aşması bekleniyor. Dolayısıyla kuantum hesaplamayı geniş ölçekte geliştirmek ve yapılan iyileştirmeler kapsamında dünya çapında bir yarış söz konusu. Kuantum hesaplama 2023’te dikkatle izlenmesi gereken bir teknoloji alanı” dedi.

Süper uygulamalar artacak

2023’te ‘Her şeyin uygulaması’ olarak tanımlanan süper uygulamalarla ise daha çok karşılaşacağız.  Ersöz, 2023’ün teknoloji gündemiyle ilgili şu bilgileri verdi:

– Süper uygulama kavramını yakın zamanda Twitter’ı aldıktan sonra en çok kullanan isim Elon Musk oldu. Musk, Twitter’ın gerçek potansiyelini ortaya çıkarmak ve onu “her şeyin uygulaması” olacak bir süper uygulamaya dönüştürmeyi hedeflediğini söylemişti. Süper uygulamaları aslında farklı işlevlere sahip uygulamaların tek bir çatı altında toplanması şeklinde düşünmek mümkün. Tek bir uygulama üzerinden alışveriş, sosyal paylaşım, finansal işlem, araç kiralama yapmak gibi. Bu yaklaşım çok talep görecek. Diğer yandan tek bir uygulama farklı alanlardaki kullanıcı davranışı dinamiklerine sahip olacağından kişiselleştirme noktasında da daha iyileştirilmiş sonuçlar elde edilebilir.

– İş dünyasında özellikle teslimat ve lojistik alanlarında otonom sistemlerin devreye alınmasına devam edilecek.  Otonom sistemler sayesinde birçok fabrika ve deponun şimdiden kısmen veya tamamen özerk hale geldiğini görebiliyoruz. Otonom araçlarda yine gündemde olacak. Bu sene daha fazla sürücüsüz kamyon, gemi ve teslimat robotlarının kullanıldığını göreceğiz ve yine giderek daha fazla depo ve fabrika otonom teknolojiyi uygulamaya alacak.

– Sürdürülebilirlik dünyamızın en önemli gündem maddelerinden. Çevreye yönelik tehditler son birkaç yılda belirgin hale geldi ve çoğumuz davranışlarımızı ve uygulamalarımızı daha çevre dostu olacak şekilde geliştirmeye devam etmemiz gerektiğinin farkındayız. Dolayısıyla hem markaların hem de tüketicilerin önem verdiği konular arasında ilk sıralarda yer alıyor.

– Sürdürülebilirlikle ilgili dört temel kavram çevresel, sosyal, yönetişim (ESG) ve ekonomik olarak tanımlanıyor.  Yakın zamanda Gartner tarafından gerçekleştirilen bir anket, iş liderlerinin yüzde 87’sinin önümüzdeki iki yıl içinde kuruluşlarının sürdürülebilirliğe yaptığı yatırımı artırmayı beklediğini ortaya koyuyor. 2023’te, tüketiciler satın aldıkları ürün ve hizmetlerin enerji tasarruflu olmasını ve daha sürdürülebilir teknolojiyle desteklenmesini daha fazla talep edecekler. Dolayısıyla sürdürülebilir teknolojilerde inovasyon artışı gerçekleşecek.

– 2023’te şirketlerin emisyonlarını ve güç tüketimlerini tekrarlanabilir, tutarlı ve denetlenebilir bir şekilde ölçmelerine ve kategorize etmelerine yardımcı olacak çözümler ortaya çıkacak. İzlenebilirlik, analitik, emisyon yönetimi yazılımı ve yapay zekâ gibi teknolojiler bu çözümlere güç katacak. Bu da işletmelerin geride bıraktıkları karbon ayak izini azaltmada önemli bir rol oynayacaktır.

İlgili Konular